Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Eski Mağusa Adli Şube Amiri Irkad: Silahta Abdullah Çatlı’nın parmak izi bulundu

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili dönemin Mağusa Adli Şube Amiri Tema Irkad’ın söylediklerini aktardı.

Published

on

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili dönemin Mağusa Adli Şube Amiri Tema Irkad’ın söylediklerini aktardı. Buna göre Irkad, “Abdullah Çatlı’ya bu cinayeti işlemesi için görev verildi. Çatlı cinayeti Türkiye’den getirdiği genç bir oğlana işletti” iddiasını ileri sürdü.

Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, 25 yıl önce işlenen gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili olarak Kanal SİM Genel Yayın Yönetmeni Sami Özuslu ile konuştuğunu aktardı.

Özuslu’nun “Yıllardır herkesin bildiği gerçekler somut bir şekilde gün yüzüne çıkıyor Nagehan Hanım, daha önce de mecliste iki kez bu cinayetin aydınlatılması için araştırma komisyonu kuruldu fakat o dönem bilgi, belge alınamamıştı” dediğini aktaran Alçı, “Özuslu dün Adalı cinayetinin işlendiği dönem Mağusa adli şube müdürü olan emekli polis müfettişi Tema Irkad ile çok önemli bir röportaj yaptı. Türkiye henüz bu röportajın farkında değil” ifadesini kullandı. Alçı, Irkad’ın bu konudaki iddialarına da yer verdiği yazısında şunları kaydetti:

“Ben Özuslu’ya bu röportajın ayrıntılarını sordum. Tema Irkad cinayet günü ile ilgili çok çarpıcı iddialarda bulundu. Şimdiye kadar ileri sürülen en somut iddialar bunlar. ‘Cinayetin işlendiği gün olay yerinde 4 kişi vardı’ dedi Irkad. ‘Bunlardan biri Abdullah Çatlı idi. İkincisi Çatlı ile gelen genç biriydi.’ Üçüncü isim olarak TMT’den (Türk Mukavemet Teşkilatı) olduğu bilinen Hüseyin Çiftçi’yi gösterdi emekli polis müfettişi. Dördüncü kişinin ise ismini vermedi.

Irkad: En az 4 kişiydi, daha fazla da olabilir

Tema Irkad tetiği çeken kişinin Çatlı ile birlikte Türkiye’den gelen genç şahıs olduğunu iddia etti ve ‘En az 4 kişiydi, daha fazla da olabilir’ dedi. Kan dondurucu iddiaları Irkad’ın ağzından dinleyelim: ‘Abdullah Çatlı’ya bu cinayeti işlemesi için görev verildi. Çatlı cinayeti Türkiye’den getirdiği genç bir oğlana işletti.’
Bir aracın cinayet gecesi Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığından çıkıp Kutlu Adalı’nın evinin önüne geldiğini, aracın cinayet sonrası yeniden Sivil Savunmaya döndüğünü hatırlatan Irkad ‘Hüseyin Çiftçi’nin yanında biri daha, daha doğrusu birileri daha vardı. Bütün mahalle gördü kardeşim’ dedi.

‘Aracılarla tehdit edildim’
Hatırlatalım, o dönem Sivil Savunma Daire Başkanı Galip Mendi idi. Irkad 1996’da emniyetten emekliye ayrılıp Yenidüzen gazetesinde Kutlu Adalı ve Galip Mendi ile ilgili yazılar yazmaya başlamış. Sami Özuslu’ya verdiği röportajda şunları anlatıyor: ‘Aracılarla tehdit edildim. ‘Her sabah yürüyüş yapıyorsun, dikkat et’ dediler. Tehditler boş çıkmadı. Evim ve arabam yakıldı. Mahallede beni takip ettiler. Silahlı çatışmaya girdim.’

O günlerde Polis Genel Müdürü’nün kendisini aradığını ve Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne çağırdığını açıklayan Tema Irkad, ‘Beni alıp Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Galip Mendi’ye götüreceklerini söylediler. Ne münasebet deyip gitmedim’ diyor. Kutlu Adalı cinayetinin kovan ve mermileri, Kıbrıs’ta balistik uzmanı olmasına rağmen Türkiye’ye gönderilmişti. Sonra Aralık 1996’da Ömer Lütfü Topal cinayeti işlendi ve Adalı cinayetindeki kurşunlar ile Topal cinayetindeki kurşunlar incelendi, her iki cinayette de aynı silah kullanıldığı tespit edildi ve silahta Abdullah Çatlı’nın parmak izi bulundu. Bu tespit Susurluk Raporuna girdi.

Sevgili okurlar buraya röportajın Kıbrıs’ın SİM televizyonunda yayınlanan kısmını da koyuyorum. Kutlu Adalı cinayeti şayet doğru dürüst soruşturulursa karanlıkta kalmış birçok olayı netleştirmek için önemli bir başlangıç olabilir. Bunun için ifadesine başvurulması gereken isimlerden biri de o dönemin tahkikat subayı, KKTC’nin şimdiki Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan.”

Sputnik

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası heyetini kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası heyetini kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Tatar, içerisinde bulunulan iletişim çağında, bu tür münasebetlerin artmasının en büyük temennisi olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının geçmiş yıllarda verdiği mücadelede, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türkiye’deki kurum ve kuruluşlarının verdiği desteğin büyük bir ilham kaynağı olduğunu belirtti.

1974 Barış Harekatı’ndan bu yana büyük başarılara imza atıldığını belirten Tatar, izolasyonlar altında olunmasına rağmen, altyapının giderek daha da güçlendiğini belirtti.  İki devletli siyaseti sürdürmeye devam ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türklerinin, Kıbrıs Rumları kadar egemen bir halk olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, bu bağlamda amaçlarının, Kıbrıs Türk halkının kendi egemenliği ile varlığını sürdürebilmesi ve halk olarak geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesi olduğunu ifade etti.

Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin, Türk askerinin varlığı ve Türkiye’nin garantörlüğünün devamından asla vazgeçilmeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar; istikrar, barış ve huzur için tümünün bir bütün olarak önemli olduğunun altını çizdi.

Bu çerçevede, ekonomik yapının da güçlenmesinin önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, iş dünyasının desteklerinin artması ile işbirliğinin daha da ileriye taşınması temennisinde bulundu.

Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir ise, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Zonguldak ziyaretinden bahsederek, bu ziyaretin kendileri için son derece onur verici olduğunu ifade etti.

Doğu Akdeniz’de, egemen, bağımsız bir Türk devletinin varlığının, Türk dünyası için çok önemli olduğunu belirten Demir, Türk iş dünyası olarak, her konuda Kıbrıs Türkü’nün yanında olduklarını vurguladı ve yapılan çalışmalar hususunda Cumhurbaşkanı Tatar’a bilgi verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Kitap ve Yerli Üretim Festivali” düzenleniyor

Published

on

By

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası ile Gazimagusa Belediyesi işbirliğinde yapılacak olan “ Kitap ve Yerli Üretim Festivali” yapılan basın toplantısıyla duyuruldu.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Koordinatorü Hürrem Tulga festivalin kendileri icin çok önemli bir organizasyon olduğunu vurguladı.

Gazimğusa Belediyesi ile işbirliğinin çıraklık okulu projesiyle bir yıl öncesine dayandığını ifade eden Tulga, festivalin de yaklaşık 4 ay gibi bir hazırlık süreci olduğunu ifade etti.
4 gün sürecek olan festivalde sorunların da ele alınacağı gibi olumlu projelerin de altının çizileceğini dile getiren Tulga, tüm halkı etkinliğe davet etti.

Gazimağus Belediye Başkanı Süleyman Uluçay da Gazimağusa’nın ülkenin ikinci büyük kenti olduğuna vurgu yaparak, etkinliğin yerli üretimle halkı buluşturmayı amaçladığını vurguladı.
Uluçay, Esnaf ve Zanaatkarlar Odası ile çıraklık okulu projesinde de işbirliği içinde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

24-27 Ekim tarihlerinde Bandabuliya’da yer alacak festivalde Kıbrıslı yazarların imza günler, yerli üretim tadım stantları ve satış stantları yer alacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Sağlık Bakanlığı Yeni Devlet Laboratuvarı Projesi için imzalar atıldı

Published

on

By

Sağlık Bakanlığı’na ait devlet laboratuvarı yapım projesi sözleşmesi, Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek ve ilgili firmanın katılımı ile imzalandı. Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek, imza töreninde yaptığı konuşmada, projenin ülke için önemine değindi.

Bakan Dinçyürek, “Bugün Sağlık Bakanlığı ve ülkemiz için önemli bir gün. Yaklaşık 8 yıl önce, 21 Aralık 2016 tarihinde, ülkemizin medarı iftiharı olan dairenin laboratuvarının yandığı ve devre dışı kaldığı gündü. O günden bugüne çok zor şartlarda, tabiri caizse göçebe imkanlarla, devlet laboratuvarı misyonunu kısmen de olsa yerine getirmeye çalıştık.” dedi.

Göreve geldiği günden itibaren devlet laboratuvarının önemini bildiğini belirten Bakan Dinçyürek, yeni bir devlet laboratuvarı inşa etmek için yoğun çalışmalar yaptıklarını söyledi.

“Öncelikle plan ve projelerini tamamladık, finansmanını sağladık ve 2198 metrekare kapalı alanı olan modern bir devlet laboratuvarı projesini hayata geçirdik. Bu laboratuvar, günümüz koşullarında modern ve akredite olabilecek, verdiği raporların uluslararası camiada kabul görebileceği şekilde tasarlandı.” ifadelerini kullandı.

Bakan Dinçyürek, projenin finansmanının, ana vatan Türkiye’nin katkıları ve sağlık fonundan alınan destekle sağlandığını belirtti. İhale sürecinin tamamlandığını ifade eden Dinçyürek, bugün Mustafa Aladağ İnşaat Limited şirketi ile sözleşme imzalayacaklarını açıkladı. İhale bedelinin 88 milyon 464 bin 386 TL olup, teslim süresinin 250 iş günü olarak belirlendiğini ifade eden Dinçyürek, projenin 5 Temmuz 2025’te tamamlanmasının hedeflendiğini kaydetti.

Bakan Dinçyürek, son dönemde Sağlık Bakanlığı ihalelerinde yüklenici firmaların projeleri daha erken teslim etme taahhüdünde bulunduklarını, bu projede de aynı beklentiye sahip olduklarını belirtti. “Devlet laboratuvarı, ülkemizin hem üretiminde hem ihracatında hem de ithalatında büyük öneme sahiptir.
Yeni laboratuvarımız, ülkemizde üretilen ürünlerin yurt dışına ihracatında gerekli gıda tahlillerini yapma kapasitesine sahip olacak ve ithal edilen gıdaların tetkiklerinde de büyük katkılar sağlayacak. Bugün yapamadığımız bazı fonksiyonları kazanmamız mümkün olacak.” dedi.
Kapasitenin artırılmasının ve tahlil çeşitliliğinin genişletilmesinin, ülke ekonomisine ve üretimine önemli katkılar sağlayacağını belirten Bakan Dinçyürek, projeye destek olan devlet laboratuvarı müdürü ve tüm Sağlık Bakanlığı çalışanları ve bürokratlarına teşekkür etti. Dinçyürek, “İnşallah birkaç hafta içerisinde hep birlikte temelini atarız ve en geç Temmuz başında devlet laboratuvarını halkımızın hizmetine sunarız. Şimdiden hayırlı olsun.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam